KARAR TV’de çarpıcı açıklamalarda İYİ Parti lideri Meral Akşener, erken seçim için "Türkiye, partili Cumhurbaşkanlığı sistemini taşıyamıyor. Partili Cumhurbaşkanlığı da Türkiye’yi taşıyamıyor. Mecburen erken seçim olacak" diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KARAR TV’de yayınlanan Gündem Özel’in bu haftaki konuğu oldu. Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını cevaplayan Akşener, hem siyasete hem de ekonomiye yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Erken seçim hakkında konuşan Akşener "Türkiye, partili Cumhurbaşkanlığı sistemini taşıyamıyor. Partili Cumhurbaşkanlığı da Türkiye’yi taşıyamıyor. Mecburen erken seçim olacak. Seçimlerin Haziran gibi olacağını düşünüyorum" dedi.

Türkiye ile Çin arasındaki ilişkileri değerlendiren Akşener "Uygur Türkleri ile ilgili meseleyi de anlıyorum. Sonuçta Doğu Perinçek de iktidarın bir parçası. O konuda Çin’in dokunulmazlığı var arkadaşta. Uygurlar Müslüman değil mi? Bir taraftan yerli ve milli tanımı üzerinden hain gibi tanımların uçuştuğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bir yandan kamplarda, kampların içinde ve her eve bir Çinli erkeğin yerleştirilmesi söz konusu. Bu çok vahim. Bunlara ağzınızı açmıyorsunuz. Çin’in Türkiye’deki savunucusu Doğu Perinçek ve sizin iktidarınızın bir savunucusu. Hey, gidi günler hey... Kimler, kimlerle berabermiş..." diye konuştu.
20 Ocak’tan bu yana sokağı gezdiğini ifade eden Akşener "Tarihe not edelim, kavga eden kaybedecek. Vatandaş seçim istiyor ama kavga istemiyor. Vatandaş kendi derdinin konuşulmasını istiyor. Siyaset sınıfı, şu anda vatandaşın talebine uygun kendini henüz konumlandıramadı" ifadelerini kullandı.
"HAKKINI HELAL ET, SENİ KORUYAMADIK"
Kendisine ’kafir’ dendiğini belirten Akşener, DYP’de beraber çalıştığı arkadaşı ile arasında geçen diyaloğu şu sözlerle anlattı:
"Bir yerde, şöyle bir şeyle karşılaştım, DYP’de birlikte çalışmışız. Daha sonra AK Partili olmuş, şimdi kopmuş ama yine AK Parti’yi kötülemiyor. Çünkü yıllardır oy verdiğiniz bir yapıyı, bir dakikada kötüleyemezsiniz. Bu arkadaşım, o dönemlerle ilgili güzel şeyler söyledi bana. Sonra dedim ki, ’Arkadaş, DYP’de bakanlık yaptığım dönemde benim yakama yapıştınız, yanlış yapma’ diye. 28 Şubat’ın Meral Akşener’i için ’kafir’ dediler. Ben de sordum, ’Siz ne yaptınız o zaman.’ Döndü kulağıma dedi ki; ’Hakkını helal et, biz seni koruyamadık. Ama sen kötülük etme.’
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası için de Akşener "Yeni önermem şöyle: Kayınpeder sebep, Albayrak sonuçtur. Sayın Albayrak’ın ekonominin E’sinden haberi yoktu. Liyakat konusunda dehşet bir problem vardı" dedi.
Ümit Özdağ’ın FETÖ suçlamaları hakkında da konuşan Akşener, bir de çağrı yaptı:
"Sayın Ümit Özdağ bana geldi, grup başkanı olmak istediğini söyledi. Ben de ’Hayır’ demedim. O arada İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söyledi ve gitti. Buğra Kavuncu’ya dediklerinden sonra Ümit Özdağ’ı aradım, ’Bu önemli bir iddia’ dedim. Çünkü FETÖ ithamlarından çok çektik. Elinde belge olup olmadığını sordum, belge vermedi. Bir il başkanına terör suçlamasında bulunuyorsun, ’İspat et, kardeşim’ diyoruz. İspatlayamıyorsun. Sayın Özdağ, elindeki belgeleri mahkemelere vermek zorunda."
Akşener, esnaf ile yaşadığı diyaloğu KARAR TV’de anlattı: "Kütahya’da esnafa ’Haftada kaç kez et alıyorsun’ diye sordum. Bir kızdı bana, ’Abla sen benimle dalga mı geçiyorsun?’ Ne eti, ne haftası..."
Akşener’in açıklamaları şöyle:
"Aşı yaptırılması lazım, bu başka bir şey. Aşı için dünyanın birçok ülkesinde çalışmalar var. Çin aşısının güvenli olup olmadığından ziyade aşının üçüncü aşamayı geçmediğini okuyoruz. Rusya’nın, Almanya’nın ve ABD’nin bulunmuş aşıları var. Bunların üçüncü aşamayı geçtiğini biliyoruz.
Mesele aşıdan çok zihniyet meselesi. Partili Cumhurbaşkanlığından önce Erdoğan diğer ülkelerle kurumsaldan çok şahsi ilişkiler kurmayı seviyor. Çin üzerinde çalışmış bir arkadaş var. Çok ilginç. Çin, Afrika’nın ve Asya’nın bazı ülkelerine gidiyor. Diyelim ki; demir yollarına, tersanelere yatırım yapacak. Parayı kendisi ödüyor, uzun yıllara yayıyor. Sonra Duyun-u Umumiye gibi bir durum ortaya çıkıyor. Sonra kapitülasyonlardaki gibi buralara el koyuyor.
"AŞI SADECE ÇİN’DEN ALINMAMALI"
Çin ile ilişkilerde ne yapıldı? Hiçbir bilgi yok, bizim ülkemizde de yok. ABD, özellikle AB ile ekonomik ilişkilerimiz çok yüksek. Bizde vatandaşlara bir anlatma ihtiyacı hissedilmese de orada vatandaşlara anlatma zorunlulukları var. Çin ile ilişkilerden gidişten rahatsız bir siyasetçi olarak, bir kere aşı hassas bir durum. Şimdi Çin’in yöneticileri dostum olmuş durumda. ’Aşıda olumsuz durumlarla karşılaştığımız zaman bıraktık’ diyelim. Sonra nereden alacağız? Almanya, ABD ve Rusya ile bağlantıların kurulması lazım. Vatandaş korkuyor. Psikolojik olarak o kadar travmatik bir durum var ki Türkiye’de, o yüzden bu gidişatı doğru bulmuyorum.
Gittikçe Türkiye daha hesap vermekten, şeffaflıktan uzak, otoriter yönetimlerin yoğun olduğu ülkelerle bireysel ilişkiler içinde. Türkiye hızla batı liginden, AB’ye girip girmemenin konuşulmadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Katar meselesinin de tartışılmasının nedeni bu.
"KIBRIS’A 7 UÇAKLA GİTMEK GÖRGÜSÜZLÜKTÜR"
Uçak konusuna baya kafam takıldı. ’İtibardan tasarruf olmaz’ diye bir kavramı doğru bulmuyorum. Medeniyetle ve demokrasiyle bağdaşmıyor. İtibarı getiren harcama değil ki. İtibar, sizin paranızı, pasaportunuzu değerli kılmaktır. Churchill baya kötü giyinen bir adamdı. Ama Churchill’in kazandırdığı itibarın yansımasını düşünün. Çok süper arabalara binmekle, Kıbrıs’a 7 uçakla gitmekle olmaz. Ayrıca Kıbrıs’a 7 uçakla gitmek de görgüsüzlüktür. Bunu hepimizin verdiği vergilerle yapıyorsunuz. Bu, zihniyetle alakalı bir durum. Katar ile ilişkilerin vatandaşa anlatılması gibi bir derdi olmadığı için böyle anlaşılıyor.
Akşener: Bu sistem Türkiye’yi taşımıyor, mecbur Haziran’da erken seçim olacak :
Google'da Ara
Akşener: Bu sistem Türkiye’yi taşımıyor, mecbur Haziran’da erken seçim olacak