Boğaziçi Üniversitesi’nde üniversite dışında rektör atamasına yönelik protestolar sürüyor.
Üniversitedeki akademisyenler okulun güney kampüsünde sürdürdükleri rektörlüğe sırt dönme eylemlerine 37. günde de devam ederken, Boğaziçi Dayanışması içinde yer alan öğrenciler hem tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması hem de üniversitelerdeki rektör atamalarının demokratik bir şekilde yapılması için İstanbul’daki diğer üniversitelerde okuyan öğrencilerle güç birliği oluşturmaya çalışıyor.

Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle tutuklanan 9 kişiden biri olan Şilan Delipalta isimli üniversite öğrencisinin mektubunu dağıttıkları için gözaltına alınan iki kişinin hakkında ev hapsi kararı verilmesiyle ev hapsindeki öğrenci sayısı 26’ya çıktı.
Hüseyin Arif: ‘‘9 arkadaşımız tutuklu, 24 arkadaşımız ev hapsinde; evler zindana dönüştürülüyor’’
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Hüseyin Arif, üniversitelilerin sistematik bir sindirme kampanyası ile karşı karşıya kaldıkları görüşünde.
Tarih bölümü birinci sınıf öğrencisi, ‘‘500’ün üzerinde gözaltı olayı oldu, son elli gün içerisinde. Bu 500’ün yüzde doksanından fazlası öğrenci. Lise öğrencileri de var Bize destek veren demokratik kitle örgütlerinden de oldu. Bu 500 gözaltıların toplam 11’i tutuklandı. Bunlardan 9’u hala daha hukuksuz şekilde tutuklu. Tutuklanmaların temel nedeni, polise mukavemet. Muazzam bir hukuksuzluk, buradan bir tutuklanma tedbiri konması kabul edilebilir değil. Normalde tedbir olması gereken ama şu anda cezaya dönüşmüş bir ev hapsi uygulaması da var. 26 arkadaşımız ev hapsinde. Bileklerinde elektronik kelepçeyle evden çıkmaları engelleniyor. Evleri bir zindan moduna dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu hükümetin yıldırma politikasının muazzam bir göstergesi. Biz buna karşı çıkmaya çalışıyoruz. Tam anlamıyla bir sindirme susturma politikası var’’ diyor.
Hüseyin Arif: ‘‘Anlamsız ikilikler yaratarak düşmanlık yaratmak isteniyor, hükümet nefret konsolidasyonu politikası uyguladı’’
İstanbul Tabip Odası’nda diğer üniversitelerden öğrencilerin de katıldığı basın toplantısından sonra VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Hüseyin Arif, bütün baskılara rağmen hem demokratik üniversite hem de tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılması taleplerinden vazgeçmeyeceklerini söylüyor.
Kendisini Müslüman olarak tanımlayan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, "Demokratik bir üniversite istiyoruz. Demokratik bir alan. Bunun başarılması için üniversitelerde demokratik seçimler yapılması lazım. Öğrencisinden memuruna, çalışanından hocasına kadar en başından beri bunu talep ediyoruz. Bunun olması için üniversitelerdeki bütün kayyum rektörlerin istifa etmesi lazım. Arkadaşlarımız üzerine yapılan linç kampanyaları ve sosyal medya üzerinden hedef göstermeler son bulsun. Tutuklu olan ve ev hapsinde olan arkadaşlarımız serbest bırakılsın. Cumhurbaşkanı’ndan içişleri bakanına kadar diyanet işleri bakanına kadar bu olaylarla alakalı muazzam bir çarpıtma politikaları uygulanıyor, özellikle iletişim başkanlığı çaba gösteriyor. En başta bizi terörist diye; öğrenci, öğrenci olmayan diye ayrıştırmaya çalıştılar. Biz kula kulluğu reddeden Müslümanlar olarak bir araya geldiğimizde yine tehdit edildik. Lgbt+’lar kendi demokratik taleplerini onurlu yaşam taleplerini dile getirdiklerinde yine hedef gösterildiler yine tehdit edildiler. Hükümet nefret konsolidasyonu politikası uyguladı. Toplumu ikiye bölmeye çalışıyor. Anlamsız ikilikler yaratmaya çalışıyor bir düşmanlık oluşturmaya çalışıyor. Fakat şunu kaçırıyorlar. Öğrenciler bu toplumun politik öznesi olarak sahneye çıkmaktadır’’ dedi.
VOA
Boğaziçi Öğrencileri: ‘‘Kayyum Rektörler İstifa Etmeli" :
Google'da Ara
Boğaziçi Öğrencileri: ‘‘Kayyum Rektörler İstifa Etmeli"